Çalınan Taç – Kısaltılmış Metin
Çalınan Taç (Prens ile Dilenci) hikâyesi 16. yüzyılda, bir sonbahar günü, İngiltere’nin Londra kentinde başlar. Sefil mi sefil, buz gibi bir evde, fakir bir ailenin istenmeyen çocuğu Tom Canty dünyaya gelir. Onunla aynı anda İngiltere’nin en zengin ailesinin de bir çocuğu olur. Ülkede herkesin aylardır heyecanla beklediği ve bir gün kral olarak taç giyip tahta çıkacak olan Edward Tudor’dur bu çocuk. Zavallı Tom her gün açlıkla savaşıp dilenmesi için sokaklara salınırken, Galler’in genç prensi Edward görevleri yalnızca ona bakmak olan bir hizmetkâr ordusuyla yaşamaktadır. Günün birinde bu iki çocuk karşılaşır. Çocuklar sırf eğlence olsun diye giysilerini değiş tokuş ederler ve heyecanlı bir macera başlar.
Mark Twain
(1835-1910)
Mark Twain, asıl adıyla Samuel Langhorne Clemens, 30 Kasım 1835’te, Missouri’de, Florida’da doğdu; doğumundan dört yıl sonra ailesi bir liman kenti olan Hannibal’e göçtü. Başarısız bir çiftçi olan babası, Twain daha on yaşındayken öldü. Kısa süre sonra çocuk yaşta bir matbaaya çırak olarak giren Twain, on altı yaşına geldiğinde gazetelere kısa hikâyeler yazmaya başlamıştı bile. On sekiz yaşında Hannibal’den ayrıldı, New York, Philadelphia, St. Lois ve cincinati kentlerinde matbaacılık yaptı. 1857-1861 arası, Mississippi Nehri’nde seyreden bu harlı gemilerde, acemi kılavuz olarak çalışan yazar, işinde büyük başarı göstererek sonradan kılavuz kaptanlığa dek yükseldi.
Nehirde tekne seferleri İç Savaş’la kesintiye uğrayınca, Twain’de, Nevada Bölgesine görevli olarak atanan kardeşi Orion’la birlikte Batı’ya göç etti. Carson City’ye yerleşen yazar kısa yoldan servet edinmek amacıyla çeşitli gazetelere mizah yazıları yazmaya başladı. Nehir gemiciliğine ait bir terim olan Mark Twain takma adını ilk kez bu dönemde kullandı. San Fransisco’ya yerleşerek bir gazete de muhabir olarak çalışmaya başladı, bir yandan da Golden Era (Altın Çağ) adlı bir edebiyat dergisine yazılar yazıyordu. 1866’da Hawaii’ye beş ay süren yolculuğun ardından, ülke tarihinde düzenlenen rehberli ilk turist gezisi hakkında haber yazmak üzere Avrupa’ya gitti. The Celebrated Jumping Frog of Calaveras County and Other Sketches (Calaveras İlçesinin Ünlü Sıçrayan Kurbağası ve Başka Öyküler) adlı kitabıyla (1867), mizah yazarı ve konuşmacı olarak yayılan ününü pekiştirdi.
Livy Lang don’la evlendikten sonra önce New York’a, Buffalo’ya, ardından da, yirmi yıl boyunca oturduğu Connecticut’a, Hartford’a yerleşti. Avrupa’dayken yazdığı gezi yazılarını The Innocents Abroad (Saftirikler Gurbette) adıyla bir kitapta topları (1867), ardından da Batı’da ki serüvenlerini kaleme aldığı Roughing It (Sürterken) (1872) adlı kitabı geldi; her iki kitabıyla büyük başarı kazandı. Ne çare ki, Twain’in edebiyat alanında elde ettiği zaferler, sık sık hatalarla sekteye uğrayan iş hayatında karşılığını bulamadı.
Şimdi rahat bir koltuğa kurul ve okumaya başla. Çarli Maytap ve En Sevdiği Kitap senin de en sevdiğin kitap olacak!
“Harika espriler ve eğlence dolu” Sunday Times
“Çocuk okurlar, Donaldson’ın neşeli kafiyelerle örülmüş metnindeki kurguya ve Scheffler’in capcanlı illüstrasyonlarına bayılacak.” Guardian
“Kitaplara ve okumaya dört dörtlük bir övgü” ScotsmanOkuma sevgisiyle dolu bu mizahi öykü, kitap okuyarak güzel vakit geçiren, eğlenen karakteriyle çocukların okuma alışkanlığı kazanmasına yardımcı oluyor.
Casus
Casus ünlü İngiliz eleştirmen F. R. Leavis’den “kesinlikle bir klasik ve başyapıt” övgüsünü almış bir romandır. Conrad, bir dedektif öyküsü havası taşıyan bu romanda, insan yaşamına belli bir açıdan bakmayı, insan ruhunun derinliklerinde yatan temel gerçeklere inmeyi amaçlar. Conrad için bir romanda geçen olaylar, olayların geçtiği ortamlar, kişiler ve onlar arasındaki ilişkiler, hep bu amacın ortaya konabilmesini sağlayacak biçimde düşünülüp tasarlanmış öğelerdir. Casus’taki olayların mekânı Londra’dır. Yazarın romana sonradan eklediği Önsöz’de bu kent hakkında söyledikleri çok aydınlatıcıdır:
“Derken gözlerimin önünde koskoca bir şehir belirdi –insan eliyle yaratılmış gücü sayesinde göklerin öfke ve sevincini hiçe sayan, yeryüzünün ışığını zalimce yutup tüketen, bazı kıtalardan çok daha kalabalık, dev bir şehir. Bu şehirde her türlü öyküye ortam olabilecek kadar bol yer, tüm güçlü duyguları barındırabilecek derinlik, her türlü olaya uygun düşecek farklılıkta toplumsal bir çevre, beş milyon kişiyi gömmeye yetecek kadar da karanlık vardı.”
Joseph Conrad (1857-1924): Polonya asıllı olan J. Conrad İngiliz dilinin en önemli yazarları arasında yer almayı başarmıştır. Fransız ticaret gemilerinde miçoluk yaparak başladığı denizcilik kariyerini büyük İngiliz gemilerinde birinci kaptanlığa kadar yükseltir. 1886’da İngiliz vatandaşı olur, vatandaşlıkla birlikte kaptanlık belgesi de alabilecektir. 1894’e kadar sürecek olan seferler ile bir yandan da hikâye ve romanlarının pek çoğunda canlandıracağı dünyaları keşfeder.
Lord Jim (1900), Nostromo (1904), Razumov’un Öyküsü: Batı Gözüyle (1911, Under Western Eyes) adlı romanları ve Karanlığın Yüreği (1902, Heart of Darkness) adlı uzun öyküsü en önemli yapıtlarındandır.
Çatal Dil
MÖ birinci yüzyılda kutsal Delphi şehrinin ünlü tapınağı zenginliğini ve dünyadaki nüfuzunu giderek yitirmektedir. Romalılar Yunan şehirlerine hâkim olmak üzeredir. Arieka adlı genç kız, Delphi’de Apollon adına kehanette bulunmak üzere Pythia olarak seçilir. Apollon’un yeryüzündeki sesi olarak, tanrının hizmetinde geçirdiği yıllar boyunca Delphi’nin çöküşüne ilk elden tanıklık edecektir. Yaşlılığında geçmişe dönerek, sevgisiz bir ailede geçen çocukluğunu, psişik güçlere sahip genç bir bakire olarak Yüksek Rahip İonides tarafından Delphi’de üstleneceği rol için seçilişini, tanrılara karşı ikircikli tavrını ve hayatının bilicilikle geçen altmış yılını gözden geçirir.
Bu son romanını tamamlayamadan yaşama veda eden Golding, Çatal Dil’de bizi mazlum ama bağımsız ve olağanüstü sahici bir kadın karakterle tanıştırırken, eski Yunan dünyasını da capcanlı bir atmosfere büründürür.
WILLIAM GOLDING (1911-1993): “Bugünün dünyasında insanlık durumunu aydınlatan” romanlarıyla 1983’te Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen Golding, Corwall’da dünyaya geldi. Marlborough Grammar School’da ve Oxford’daki Brasenose College’da eğitim gördü. 1940’ta İngiliz Kraliyet Deniz Kuvvetleri’ne katıldı. Alman savaş gemisi Bismarck’ın batırıldığı harekâtta bulundu. İlk romanı Lord of the Flies (Sineklerin Tanrısı) birkaç yayıncı tarafından reddedildikten sonra 1954’te yayımlandı. Büyük ilgi gören roman 35 dile çevrildi. Rites of Passage (1980) adlı romanıyla Booker Ödülü’nü kazanan yazarın diğer önemli yapıtları arasında The Inheritors (1955), Pincher Martin (1956), Free Fall (1959), The Spire (1964; Kule), Darkness Visible (1979), A Moving Target (1982) ve The Paper Men (1983) sayılabilir.
Ceza Kolonisinde ve Diğer Öyküler, Kafka’nın sağlığında yayımlanan öykülerinden oluşuyor. Yazar kısa metinlerinin dışındaki yapıtlarını yayımlamaktan kaçınmış, hatta ölümünden kısa bir süre önce yakın dostu Max Brod’dan yazdığı her şeyi yakmasını istemişti. Ancak Brod onun engin dehasının farkındaydı. Kafka’nın vasiyetini yerine getirmedi ve ölümünden sonra toplu yapıtlarını yayımlayarak günümüze ulaşmasını sağladı.
Kafka’nın öyküleri kaynağı belirlenemeyen bir kaygı ve utancın hâkim olduğu, atılan her adımın engellerle karşılaştığı bir evrende geçer. Özgürlük, suç, sorumluluk gibi meseleler; bireyi baskı altında tutmaya çalışan iktidar mekanizmaları ve bireyin otorite karşısındaki direnişi onun zihnini hep meşgul etmiştir. Kafka bütün bu evrensel meselelerin yanında mizahın ve hicvin de eksik olmadığı gizemli öykülerinde, kurmacayı edebi geleneğin bütün biçim ve uzlaşımlarından özgürleştirmiş, adeta tersyüz etmiştir. Yazarın insanlık durumu, sanat, sanatçı ve bizzat hayat üzerine derin düşünceleri, her okuyuşta yeni anlamlara bürünen çok katmanlı öykülere dönüşmüştür.
FRANZ KAFKA (1883-1924): Çek asıllı Avusturyalı yazar, Prag’da dünyaya geldi. Çağımızın en büyük yazarlarından biridir. Yapıtlarını edebiyat tarihinin belirli bir akımına dahil etmek zordur. Taşralı Çek bir babayla, burjuva bir Alman Yahudisi annenin çocuğuydu. Prag Üniversitesi’nde hukuk öğrenimi gördü. Die Verwandlung (Dönüşüm), Das Schloss (Şato), Der Prozess (Dava) ve Amerika önemli yapıtları arasındadır. Öykü ve romanlarında çağımız insanının korkularını, yalnızlığını, kendine yabancılaşmasını ve çevresiyle iletişimsizliğini ele aldı. 1924’te vereme yenik düşerek yaşama veda etti.
İçindekiler;
İnci ile Ege kasabadaki pazara gidecekleri için çok heyecanlıydılar. Anneleri dört yeni kaz yavrusu almak istiyordu. Ancak kazları çiftliğe gelmeye ikna etmek pek kolay olmayacaktı.
Renkli resimlerle süslenmiş harika bir maceranın anlatıldığı bu eğlenceli kitap, okumayı yeni öğrenen ya da öğrenmeye başlayan çocuklar için hazırlanmıştır. Ayrıca güzel öyküleri seven minikler de bu kitaba bayılacak.
Çiftliklerinde kamp yapmak isteyen bir aileyle tanışan İnci ile Ege de kamp yapmaya heveslendi. Ancak kamp yapmak göründüğü kadar kolay değildi.
Renkli resimlerle süslenmiş harika bir maceranın anlatıldığı bu eğlenceli kitap, okumayı yeni öğrenen ya da öğrenmeye başlayan çocuklar için hazırlanmıştır. Ayrıca güzel öyküleri seven minikler de bu kitaba bayılacak.
Şiddetli bir kar fırtınası Elma Ağacı Çiftliği’ni kar altında bırakmıştı. Gece boyunca süren kar yağışı sabah da durmadı, ancak hayvanların beslenmesi gerekiyordu. İnci ile Ege sıkıca giyinip, dışarı çıktılar. Her şey harika görünüyordu, ta ki…
Renkli resimlerle süslenmiş harika bir maceranın anlatıldığı bu eğlenceli kitap, okumayı yeni öğrenen ya da öğrenmeye başlayan çocuklar için hazırlanmıştır. Ayrıca güzel öyküleri seven minikler de bu kitaba bayılacak.
Her şey buharlı trenin yolda kalmasıyla başladı. Trenin düdük çalmasının nedenini merak eden çiftlik sakinleri keşfe çıktılar. Kısa bir yürüyüşten sonra onu buldular, ama trenin durma sebebi o kadar tuhaftı ki, gördüklerine inanamadılar.
Renkli resimlerle süslenmiş harika bir maceranın anlatıldığı bu eğlenceli kitap, okumayı yeni öğrenen ya da öğrenmeye çalışan çocuklar için hazırlanmıştır. Ayrıca güzel öyküleri seven minikler de bu kitaba bayılacaktır.
Okul gezisi için hazırlanan Ege ile İnci çok heyecanlıydı. İpek Hanım çocukları sabah erkenden tren istasyonuna götürdü ve öğretmenlerine teslim etti. Hep birlikte eski buharlı trene bindiler ve yola koyuldular. Ancak gezinin en eğlenceli yerinde, buharlı lokomotif bozulunca planları altüst oldu.
Renkli resimlerle süslenmiş harika bir maceranın anlatıldığı bu eğlenceli kitap, okumayı yeni öğrenen ya da öğrenmeye çalışan çocuklar için hazırlanmıştır. Ayrıca güzel öyküleri seven minikler de bu kitaba bayılacaktır.
İnci komşu çiftliğe gelen poniyi çok sevmişti, ancak herkes hayvanın çok huysuz olduğunu söylediği için yanına yaklaşamıyordu. Poniye her gün elma ve havuç götürdü. Bir gün Ege’yle birlikte otlağa gittiler, ama poni ortalıkta yoktu.
Renkli resimlerle süslenmiş harika bir maceranın anlatıldığı bu eğlenceli kitap, okumayı yeni öğrenen ya da öğrenmeye çalışan çocuklar için hazırlanmıştır. Ayrıca güzel öyküleri seven minikler de bu kitaba bayılacaktır.