Zacharius Usta olağanüstü ince bir işçilikle ürettiği kusursuz saatlerle Cenevre şehrinin gururudur. Ünü İsviçre sınırlarını aşıp Fransa ve Almanya’ya kadar uzanmıştır. Saatçiliğin ilerleyen bilime ayak uydurmasıyla, Zacharius Usta da “saat maşası”nı icat eder. Bu icadının ardından kibir başını döndürür. Öyle ya, Tanrı sonsuzluğu yarattıysa, kendisi de zamanı yaratmıştır. Ancak günün birinde imal edip sattığı bütün saatlerin ortada görünür bir sebep olmaksızın birden durmasıyla, öfkeli müşteriler evinin kapısını aşındırmaya başlar. Bilimle manevi değerler arasındaki çatışma Jules Verne’in 1854 yılında yayımladığı bu fantastik öykünün ana temasıdır. Kibrine yenilip ölümsüzlüğün peşine düşen ve ruhunu kaybeden Zacharius Usta için çöküş kaçınılmazdır.
JULES VERNE (1828-1905): Nantes kentinde dünyaya gelen yazar, Paris’te hukuk öğrenimi gördü, ancak zamanla edebiyata yöneldi. Önce tiyatro yapıtları ve opera librettoları yazdı. 1863’te Le Magasin d’Education et de Récréation’da, Voyages extraordinaire (Olağanüstü Yolculuklar) adlı dizinin ilk yapıtı olarak yayımladığı Cinq semaines en ballon (1863; Balonla Beş Hafta) büyük ilgi gördü. Bunun üzerine fantastik serüvenler yazmaya devam etti. Voyage au centre de la Terre (1864; Dünyanın Merkezine Yolculuk), Vingt mille lieues sous les mers (1870; Deniz Altında Yirmi Bin Fersah) ve L’Île mystérieuse (1874; Esrarlı Ada) bunlardan bazılarıdır. Pek çok yapıtı arasında en çok ilgi çeken romanı Le Tour du monde en quatre-vingts jours (1873; Seksen Günde Dünya Gezisi ) bugüne dek popülaritesini korumuştur. Romanları çok sayıda dile çevrilen ve sinemaya uyarlanan Verne, 1892’de Légion d’honneur nişanıyla ödüllendirilmiştir.
Zaman Makinesi / Bir Buluş
Victoria dönemi Londra’sında yaşayan bir bilim insanı zamanda yolculuk yapmak üzere icat ettiği makineyle geleceğin İngiltere’sini ziyaret eder. Sekiz Yüz İki Bin Yedi Yüz Bir yılında yaşadığı macerayı bir dost meclisinde anlatır. Geleceğin dünyası ayrıcalıklı insanların; güzel, narin ve tembel Eloi’ların rahat ve kaygısız bir yaşam sürdükleri bir yerdir. Ancak Zaman Gezgini bu macera sırasında çok geçmeden yeraltı dünyasına ait hortlaksı Morlock’ları da keşfetmiştir. Wells, Victoria dönemi İngiltere’sinde varsıllarla yoksullar arasında giderek büyüyen uçuruma yönelik keskin eleştirisinde, tarihin ve gelişmenin anlamını sorgular. Toplumsal adaletsizliğin sürüp gitmesi halinde yol açabileceği felaketlere dair uyarıda bulunur. 1895’te yayımlanan Zaman Makinesi, bilimkurgu edebiyatının köşe taşlarından biri olarak, kuşaklar boyu yazarları etkiledi. 21. yüzyılda yaklaşan çevre felaketlerine ve gezegenimizin yazgısına ilişkin kaygılara dair bir öngörü barındıran eskatolojik boyutuyla güncelliğini bugün de koruyor.
HERBERT GEORGE WELLS (1866-1946): İngiliz yazar, gazeteci, sosyolog ve tarihçi Wells, en çok The Time Machine (1895; Zaman Makinesi), The Island of Doctor Moreau (1896; Doktor Moreau’nun Adası), The Invisible Man (1897; Görünmez Adam) ve The War of the Worlds (1898; Dünyalar Savaşı) adlı bilimkurgu romanlarıyla tanınır. Ancak edebiyatın yanı sıra tarih ve politika alanlarında da kalem oynatmış verimli bir yazardır.1930’ların başlarında mizaha yönelen Wells, Love and Mr. Levisham (1900; Aşk ve Bay Levisham), Kipps: The Story of a Simple Soul (1905; Kipps: Basit Bir Kişinin Öyküsü) ve The History of Mr. Polly (1910; Bay Polly’nin Tarihi) adlı romanlarında alt-orta sınıftan kişilerin beklentilerini ve düş kırıklıklarını işledi. Diğer önemli yapıtları arasında The Outline of History (1920; Tarihin Ana Çizgileri), The Work, Wealth and Happiness of Mankind (1932; İnsanlığın Emeği, Refahı ve Mutluluğu ) ve The Shape of Things to Come (1933; Olayların Alacağı Biçim) sayılabilir.
Zeynep bahçede kardan adam yapıp kızak kaymak istiyordu. Ama dışarı çıkabilmek için kırmızı çizmelerini bulması gerekiyordu. Zeynep kırmızı çizmelerini ararken, kedisi Nisan da ona yardım etti. İki arkadaş evin her yerine baktılar, ama aradıkça kafaları daha çok karıştı. Acaba çizmeler nerede olabilir? Zeynep çizmelerini bulmayı başarıp kardan adam yapabilecek mi?
Eğlenceli kurgusuyla dikkat çeken bu kitap çocuklara okuma sevgisi kazandırmayı hedefliyor.
Aiskhylos (MÖ 525?-456): Eski Yunan’ın en önemli tragedya yazarlarındandır. Mitolojik konuların hemen hemen hepsini eserlerinde işlemiştir. Yazdığı 90 tragedyadan sadece 7 tanesi günümüze kalmıştır. Aiskhylos özellikle adaletin gerekliliği üzerinde durmuş, eserlerinin çoğunda hak meselesini konunun ağırlık merkezine yerleştirmiştir. Zincire Vurulmuş Prometheus’da da farklı kuşaklardan tanrılar arasındaki anlaşmazlığı ele almıştır. Tragedyanın kahramanı Olympos tanrılarına başkaldıran titan Prometheus ateşi tanrılardan çalmış ve insanlara vermiş, tanrıların kurmuş olduğu düzene karşı geldiği için zincire vurulmuştur. Aiskhylos bu tragedyasında akıl gücünün kaba kuvvete üstünlüğünü, akla ve özgür düşünceye verilmesi gereken önemi vurgulamıştır.