Boyalı Peçe
1920’li yıllarda Londra ve Hong Kong’da geçen Boyalı Peçe, bir kadının ruhani uyanışının hikâyesidir. Kitty, annesi tarafından sosyal merdivende yükselmesini sağlayacak bir evlilik yapmak üzere yetiştirilmiştir. Ancak yaşı ilerlerken ufukta böyle bir evlilik belirmeyince panik halinde sevmediği bir adamla; Hong Kong’da bakteriyolog olarak görev yapan Walter’la evlenir. Walter’ın Kitty’nin ihanetini öğrenmesiyle başlayan süreçte, genç kadın kendi sığlığını ve insani zaaflarını fark edecek, hayatında ilk kez anlam aramaya başlayacaktır. Boyalı Peçe 1924 yılında Cosmopolitan dergisinde tefrika olarak yayımlanmaya başladığında, romandaki kişi ve olaylarla kendi hayatları arasında paralellik kuran bazı kişiler dergiye dava açmışlardı.
W. SOMERSET MAUGHAM (1874-1965): İngiliz romancı, oyun ve öykü yazarı, Paris’te doğdu ve on yaşına kadar bu şehirde yaşadı. Canterbury’deki King’s School’da öğrenim gördü. Heidelberg’de bir yıl geçirdikten sonra Londra’daki St. Thomas Hastanesi Tıp Okulu’na girdi ve 1897’de mezun oldu. Ancak ilk romanı Liza of Lambeth’ın (1897; Lambeth’li Liza) başarı kazanması üzerine edebiyata yöneldi. Of Human Bondage (1915; İnsanın Esareti Üzerine) adlı romanı genç bir tıp öğrencisinin acılı olgunlaşma yıllarını anlatan yarı otobiyografik bir yapıttır. 1919’da yayımlanan The Moon and Sixpence (Ay ve Altı Peni) romancı olarak kabul görmesini sağladı. Bir diğer önemli yapıtı The Razor’s Edge’de (1944; Bıçak Sırtı) ise savaştan yeni çıkmış Amerikalı bir askerin terhis olduktan sonraki arayışlarını anlattı. 1927 yılında güney Fransa’ya yerleşen Maugham, hayatının sonuna dek burada yaşadı.
Böyle Söyledi ZerdüştFriedrich Wilhelm Nietzsche (1844-1900): Geleneksel din, ahlak ve felsefe anlayışlarını kendine özgü yoğun ve çarpıcı bir dille eleştiren en etkili çağdaş felsefecilerdendir. Bonn Üniversitesi’nde teoloji okumaya başlayan Nietzsche daha sonra filolojiye yöneldi. Leipzig Üniversitesi’nde öğrenimini sürdürdü, henüz öğrenci iken Basel Üniversitesi filoloji profesörlüğüne aday gösterildi. 1869’da sınav ve tez koşulu aranmadan;yalnızca yazılarına dayanarak doktor unvanı verilen Nietzsche profesörlüğü sırasında klasik filoloji çalışmalarından uzaklaştı ve felsefeyle uğraşmaya başladı. Tragedyanın Doğuşu, Zamana Aykırı Bakışlar, İnsanca Pek İnsanca, Tan Kızıllığı, Şen Bilim, Böyle Söyledi Zerdüşt, İyinin ve Kötünün Ötesinde, Ahlakın Soykütüğü, Ecce Homo, Wagner Olayı, Dionysos Dithyrambosları, Putların Alacakaranlığı, Antichrist, Nietzsche Wagner’e Karşı başlıca büyük eserleri arasında yer almaktadır.
Mustafa Tüzel (1959): Bir süre İsviçre’de yaşadı, fabrikalarda çalıştı ve çıraklık eğitimi gördü. İTÜ Elektrik Fakültesi’nde okudu. İÜ Basın Yayın Yüksek Okulu Radyo TV bölümünden mezun oldu. 1994 yılında Avrupa Çevirmenler Kollegyumu’nun (Straelen – Almanya) konuğu oldu. 20 yıldır sürdürdüğü çeviri uğraşında Thomas Bernhard, Friedrich Dürrenmatt, Martin Walser, Zafer Şenocak, Monika Maron gibi edebiyatçıların, Arthur Schopenhauer, Friedrich Nietzsche, Jürgen Habermas, Max Horkheimer, Peter Sloterdijk, Christoph Türcke gibi düşünürlerin eserlerini Türkçe’ye kazandırdı.
Budala
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881): İlk romanı İnsancıklar 1846’da yayımlandı. Ünlü eleştirmen V. Belinski bu eser üzerine Dostoyevski’den geleceğin büyük yazarı olarak söz etti. Ancak daha sonra yayımlanan öykü ve romanları, çağımızda edebiyat klasikleri arasında yer alsa da, o dönemde fazla ilgi görmedi. Yazar 1849’da I. Nikola’nın baskıcı rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrildi. Cezasını tamamlayıp Sibirya’dan döndükten sonra Petersburg’da Vremya dergisini çıkarmaya başladı, yazdığı romanlarla tekrar eski ününe kavuştu. En önemli eserlerinden Budala 1868-1869 yıllarında Russki Vestnik dergisinde tefrika edildi. Dostoyevski bu romanında insan ruhunun labirentini çılgınlık, tutku ve hastalık prizmasında kırılan görüntüsüyle sergilemiştir.
Ergin Altay (1937): Yusuf Ziya Ortaç’ın Akbaba dergisinde yayımlanan ilk öykü çevirisi Zoşçenko’dan günümüze, son elli yılın en önemli Rusça çevirmenlerindendir. Dostoyevski ve Tolstoy kadar, Gogol, Gonçarov ve Çehov da Altay’ın yetkinlikle dilimize kazandırdığı yazarlar arasındadır.
Ayı, Tilki ve Kanada Geyiği gerçekten BÜYÜK bir macera yaşamak istiyorlar. Planlar yapıyorlar — Afrika’ya mı gitsek, yoksa Kuzey Kutbu’na mı? Yoo, Ay’a gidelim! Ama büyük maceralar büyük hazırlıkları gerektirir ve bazen ürkütücü olabilirler. Neyse ki Tavuk var yanlarında! Onun aklından daha farklı bir macera türü geçiyor.
Karar verme ve duygu yönetimi üzerine dostlukla örülü eğlenceli bir hikâye.
İmdat! Çağlar’ın okulunda bit salgını var! Neyse ki kolayca hallolacak bir sorun bu. Annesi Çağlar’ın saçını özel bir tarakla taradıktan sonra ilaçlı şampuanla yıkadı. Ayrıca yatak ve yastık örtüsünü yıkadı ve tüylü oyuncaklara özel bir işlem yaptı. Böylece bit sorunu da çözülmüş oldu…
Öz bakım becerilerini eğlenceli bir dille anlatan bu kitap çocuklara temizlik ve sağlıkla ilgili önemli bilgiler veriyor.
Çağlar’ın ateşi çıktı. Bu yüzden okula gitmedi. Annesi onu çocuk doktoruna götürdü. Doktor, Çağlar’ı baştan aşağıya muayene etti. Çağlar grip olmuştu! Doktor burun damlası yazdı. Bol bol uyku en iyi ilaçtı. Birkaç gün sonra Çağlar’ın hiçbir şeyi kalmadı!
Bu kitap çocuklara doktora gitme ve hastalanmayla ilgili duygu yönetimi konusunda yardımcı olacak bir kurgu içeriyor.
Çağlar Korsan Gemisi Yapıyor
Çağlar ile en iyi arkadaşı Pelin bir korsan gemisi yapmaya karar verirler. Ancak gemiyi yaparken, ona yasak olan aletleri kullanması gerekir. Daha ilk aleti aldığında elini keser. Babası bu işe çok kızar, ama iki arkadaşa yardım etmeyi de kabul eder. Sonunda her şey tatlıya bağlanır. Çağlar da tehlikeli aletlere kesinlikle elini sürmemesi gerektiğini öğrenir.
Bu kitapta çocukların kullanırken dikkat etmesi gereken, sakıncalı aletlerden bahsediliyor.
O gün akşam yemeğini Çağlar, abisi Fırat ve en yakın arkadaşı Pelin hazırlayacaktı. Bir an önce işe koyulmaları gerekiyordu! Çünkü domates soslu makarna yapmak sanıldığı kadar kolay değildi! Neyse ki Çağlar’ın babası da onlara yardım edecekti. Akşam ‘Çağlar soslu’ makarna sofraya konduğunda herkesin fikri aynı oldu: “Çok lezzetli!”
Eğlenceli bir yemek hazırlama hikâyesi anlatan bu kitap dikkat ve sorumluluk konularına da değiniyor.
Çağlar doğum gününde bir tavşan ister. Ancak evcil bir hayvana bakmak sorumluluk isteyen bir iştir. Ailesi Çağlar’ın bu işin altından kalkamayacağını düşünür. Oysa Çağlar sorumluluğunun bilincindedir ve Zorro adını verdiği tavşanına bakmayı başaracaktır.
Evcil bir hayvan edinme ve sorumluluklarını alma konusunda hem çocuklara hem ebeveynlere yardımcı olacak bir hikâye.
Çağlar Yeni Arkadaşlar Ediniyor
Annesi yeniden çalışmaya başlayınca, Çağlar’ın gündüzleri bakıcıya gitmesi gerekir. Bu Çağlar’ın pek hoşuna gitmez ama bakıcı anneyle tanıştığında hemen fikrini değiştirir. Bakıcı annenin evinde, harika oyun arkadaşlarıyla tanışır.
Evden başka yerde kalmakla ilgili sorun yaşayan küçük çocukların empati kuracakları bu hikâye eğlenceli resimleriyle dikkat çekiyor.