Macbeth
William Shakespeare (1564-1616): Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren bu efsanevi yazar, büyük olasılıkla 1606 yılında yazdığı Macbeth’le “yükselme arzusu ve politik hırsın” kişiyi neye dönüştürebileceğini dünü, bugünü ve yarını kapsayacak bir derinlikle öngörmüştür.
Sabahattin Eyüboğlu (1909-1973); Hasan Âli Yücel’in kurduğu Tercüme Bürosu’nun başkan yardımcısı ve Cumhuriyet döneminin en önemli kültür insanlarından biriydi. Tek başına ya da “imece” birlikteliğiyle yaptığı çeviriler, Hayyam’dan Montaigne’e, Platon’dan Shakespeare’e hep, dünya kültürünün doruk adlarındandı.
Giriş
23 Nisan 1564’te Stratford-Upon-Avon’da doğan Shakespeare’in yaşamı hakkında bildiklerimiz kilise, mahkeme ve tapu kayıtları gibi resmi belgelerle çağdaşlarının onun kişiliği ve eserleri hakkında yazdıklarına dayanır…
Madame Bovary Ciltli
Gustave Flaubert (1821-1880); 1857’de yayımlanan ve kamuoyunda hayat-edebiyat ekseninde ciddi tartışmalar yaratan ilk romanı Madame Bovary’den insanın bilmeyle olan derin mücadelesine odaklanan ancak tamamlayamadığı son romanı Bouvard ile Pécuchet’ye her romanında farklı yollar deneyen 19. yüzyılın en yenilikçi klasiklerinden biridir. 1856’nın son aylarında tefrika edilen Madame Bovary ise, yayımlanışının 150. yılı arifesinde, Hasan Âli Yücel Klasikler dizisinde çeviri edebiyatımızın iki önemli ustasının çevirisiyle yeniden yayımlanıyor.
Nurullah Ataç (1898-1957): Hasan Âli Yücel’in kurduğu Tercüme Bürosu’nun başkanı olmanın yanısıra, gerek çevirileri gerekse denemeleriyle Türkçeyi baştan aşağıya yenileyen bir edebiyat ve dil ustasıydı.
Sabri Esat Siyavuşgil (1907-1968): Yedi Meşaleciler şairlerinden biri olmanın yanısıra, Karagöz üstüne incelemeleri de olan bir psikoloji hocası ve Cyrano de Bergerac’tan Değirmenimden Mektuplar’a dilimizin önde gelen Fransızca çevirmenlerindendi.
Vicente Blasco Ibañez (1867-1928): Hukuk eğitimi alan İspanyol yazar, edebiyatla olduğu kadar siyasetle de aktif olarak ilgilendi. 1891’de El Pueblo adlı cumhuriyetçi dergiyi kurdu. 1901’de parlamentoya girdi. 1908’de Arjantin’de tarım kolonileri kurmaya çalıştı, başarısızlıkla sonuçlanan bu girişimin ardından tekrar Avrupa’ya döndü. İlk dönem eserleri canlı tasvirler ve yoğun bir gerçeklik duygusuyla örülüdür. Toplumsal konuları ele alan eserleri ideolojik ağırlıkları nedeniyle eleştirilirken, son romanları derin duygusal izler taşır. 1916’da yayımlanan Mahşerin Dört Atlısı Ibañez’e dünya çapında ün kazandırdı. Birinci Dünya Savaşı’nda Fransa cephesini konu alan eser iki kez sinemaya da aktarıldı.
Neyyire Gül Işık: Floransa Üniversitesi Edebiyat ve Felsefe Fakültesi’nde öğrenim gördü. İstanbul Üniversitesi Fransız ve Roman Dilleri ve Edebiyatı bölümünde çalıştı. 1986’da İspanyol Dili ve Edebiyatı anabilim dalına atandı. Italo Svevo, Italo Calvino, Leonardo Sciascia, V. Blasco Ibañez, Juan Goytisolo, Ortega y Gasset, Antonio M. Molina’dan deneme, roman ve öyküler çevirdi. Madrid’te Complutense Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı dersleri veriyor.
Martı
Çehov 1895’te tiyatro eleştirmeni ve dramaturg A. S. Suvorin’e yazdığı mektupta Martı’dan şöyle söz eder: “Üç kadın, altı erkek karakterin yer aldığı, manzaralı (göl görünecek arkada), dört perdelik bir komedi; bolca edebi lakırdı, az aksiyon, seksen kilo kadar da aşk… Tüm dramaturji kaidelerinin aksine piyes forte başlayıp, pianissimo bitecek.”
Gerçekten de bu oyunda 19. yüzyılın geleneksel olay örgüsünü tersyüz etmiş, tıpkı Martı’daki genç oyun yazarı Treplev gibi, yeni biçimler keşfetmiştir. Gerçek hayata öykünerek dünyevi, gündelik ve sıradanla, önemli ve ciddi olanı yan yana getirmiştir. Oyunun karakterleri kendileriyle, hayattan beklentileriyle, özlemleriyle fazlasıyla meşguldür. Hepsi de başarı, mutluluk ve bütünlük arayışındadır. Onlarda ağır basan başka bir yerde olma özlemi; fırsatların boşa harcandığına, umutların boşa çıktığına dair bir duygu Çehov’un başlıca karakteristiğidir.
ANTON PAVLOVİÇ ÇEHOV (1860-1904): Büyük Rus tiyatro yazarı ve modern öykünün en önemli ustalarından olan Çehov, Rus Gerçekçilik okulunun önde gelen temsilcisidir. Taganrog’da dünyaya geldi. Lisede Yunan ve Latin klasiklerini temel alan bir eğitim gördü. 1879’da Moskova’ya giderek tıp fakültesine yazıldı ve 1884’te doktor oldu. Alacakaranlıkta adlı öykü kitabıyla 1887’de Rus Akademisi tarafından verilen Puşkin Ödülü’nü kazandı. Yaklaşık bin sözcükten oluşan komik kısa öykü türünü başlı başına bir sanat haline getirdi. Ancak 1888’de yayımlanan Bozkır adlı yapıtıyla komik öykülere sırt çevirmiş oldu. Önemli oyunları arasında Ayı (1888), Evlenme Teklifi (1889), Vanya Dayı (1899), Üç Kız Kardeş (1900) ve Vişne Bahçesi (1903) sayılabilir. Martı daha önce Hasan Âli Yücel Klasikler dizimizden çıkan Büyük Oyunlar adlı kitapta yayımlanmıştı.
Jack London’ın yarı otobiyografik romanı Martin Eden, 20. yüzyıl başında sosyal ve ideolojik meseleler ağırlıklı içeriğiyle Amerikan edebiyatında büyük ölçüde kabul görmüştür. London farklı sınıflar arasındaki zihniyet ve değer farklarını gözlerimizin önüne sererken, statü ve servetin Amerikan toplumundaki hayati önemine işaret eder. Romanın ana temalarından biri, başarı ve refah yolunun sosyal sınıf farkı gözetilmeksizin herkese açık olduğu şeklinde özetlenebilecek Amerikan Rüyası’dır. Ya da bu idealin yarattığı muazzam hayal kırıklığı…
London, romanı bir sanatçının çıraklıktan olgunluğa geçiş sürecini işleyen Künstlerroman geleneğinde yazmıştır. Martin’in aşkı uğruna eğitimsiz genç bir işçiden başarılı ve rafine bir yazara dönüşüm mücadelesini anlatır. Kahramanı hedefine ulaştığında ise motivasyonunu ve heyecanını çoktan yitirmiş, trajik bir sona doğru sürüklenmektedir artık…
JACK LONDON (1876-1916): Asıl adı John Griffith Chaney olan Jack London, San Francisco’da doğdu. California’daki Oakland’da, annesinin ve London soyadını aldığı üvey babasının yanında yetişti. On dört yaşında okulu bırakarak serüven dolu bir hayata başladı. Bir tekneyle San Francisco Körfezi’nde dolaştı, kaçak istiridye avladı ve Japonya’ya gitti. Daha sonra ortaöğrenimini tamamlayarak California Üniversitesi’ne girse de, çok geçmeden okulu bıraktı. İlk kitabı Son of the Wolf (1900; Kurt Kanı) geniş bir okur kitlesine ulaştı. Ona kalıcı bir ün sağlayan yapıtı ise The Call of the Wild (1903; Vahşetin Çağrısı) oldu. Yazarın diğer önemli yapıtları arasında White Fang (1906; Beyaz Diş), Iron Heel (1907; Demir Ökçe) ve Burning Daylight (1910; Yanar Gün) sayılabilir. London, 22 Kasım 1916’da ardında çok sayıda eser bırakarak hayata gözlerini yumdu. Martin Eden’ı yaratıcısıyla arasındaki paralelliklere dikkat çekerek okuma deneyimini hayli zenginleştiren notlarla sunuyoruz.
Jean de La Fontaine(1621-1695): Halk,eski mitoloji ve hayvan hikayelerinden beslenen masallarıyla türün öncü yazarlarından olan La Fontaine,1668’den 1694’e yirmibeş yılı aşkın bir sürede yayımladığı iki yüzü aşkın masalla günümüzde de her yaştan okurun ilk masalcılarından biri olmayı sürdürmektedir.
Sabahattin Eyüboğlu (1909-1973), Hasan Âli Yücel’in kurduğu Tercüme Bürosu’nun başkan yardımcısı ve Cumhuriyet döneminin en önemli kültür insanlarından biridir. Tek başına ya da “imece” birlikteliğiyle yaptığı çeviriler, Hayyam’dan Montaigne’e, Platon’dan Shakespeare’e hep, dünya kültürünün doruk adlarındandı.
İçindekiler
La Fontaine ve Masallar ı / Sabahattin Eyüboğlu
Önsöz
BİRİNCİ KİTAP
Başlarken;
Ağustosböceği ile Karınca
Karga ile Tilki
Öküz Olmak İsteyen Kurbağa
İki Katır
Kurtla Köpek
Keçi, Koyun ve Kısrak Aslanla Ortak
Heybe
Kırlangıç ve Küçük Kuşlar
Şehir Faresiyle Tarlafaresi
Kurtla Kuzu
İnsan ve İmgesi
Çok Başlı Ejderhayla Çok Kuyruklu Ejderha
Hırsızlar ve Eşek
Tanrıların Koruduğu Simonides
Ölümle Mutsuz Adam
Oduncuyla Azrail
Orta Yaşlı Adam ve İki Metresi
Tilkiyle Leylek
Çocuk ile Öğretmen
Horozla İnci
Yabanarılarıyla Balarıları
Meşeyle Saz
İKİNCİ KİTAP
Her Şeyi Zor Beğenenlere Karşı
Sıçanların Oturumu
Kurt Tilkiye Karşı, Maymun da Yargıç
İki Boğa bir Kurbağa
Yarasayla İki Gelincik
Kanatlı Okla Vurulan Kuş
Dişi Köpek ve Arkadaşı
Kartalla Bokböceği
Aslanla Küçük Sinek
Sünger Yüklü Eşekle Tuz Yüklü Eşek
Aslanla Fare
Güvercinle Karınca
Kuyuya Düşen Müneccim
Tavşanla Kurbağalar
Horozla Tilki
Kartal Olmak İsteyen Karga
Hera’ya Dert Yanan Tavus Kuşu
Kadın Oluveren Kedi
Aslanla Eşek Avda
Ezop’un Açıkladığı Vasiyetname
ÜÇÜNCÜ KİTAP
Değirmenci, Oğlu ve Eşek
Mide ve Uzuvlar
Kurt Çoban Olmuş
Kral İsteyen Kurbağalar
Tilkiyle Teke
Kartal, Domuz ve Kedi
Sarhoşla Karısı
Damla Hastalığı ve Örümcek
Kurtla Leylek
İnsanın Yere Serdiği Aslan
Tilki ve Üzümler
Kuğuyla Kaz Palazı
Kurtlarla Koyunlar
Kocamış Aslan
Bülbül Filomela ile Kırlangıç
Boğulan Kadın
Mahzene Giren Gelincik
Kediyle Bir İhtiyar Sıçan
DÖRDÜNCÜ KİTAP
Âşık Aslan
Çoban ve Deniz
Sinekle Karınca
Bahçıvanla Derebeyi
Eşek ve Küçük Köpek
Sıçanlarla Gelinciklerin Savaşı
Maymunla Yunusbalığı
İnsan ve Tahta Put
Tavus Kanatları Takınan Alakarga
Deve, Deniz ve Mertekler
Kurbağa ile Fare
Hayvanların İskender’e Gönderdikleri Vergi
Geyikten Öcünü Alan At
Tilki ile Heykel
Kurt, Keçi ve Oğlak
Kurt, Ana ve Çocuk
Sokrates Ne Demiş?
İhtiyar ve Çocukları
Apollon ve Bir İmansız
Altınlarını Yitiren Cimri
Mal Sahibinin Gözü
Tarlakuşu, Yavruları ve Çiftçi
BEŞİNCİ KİTAP
Oduncuyla Hermes
Tencereyle Çömlek
Küçük Balıkla Balıkçı
Tavşanın Kulakları
Kesik Kuyruklu Tilki
İhtiyar Kadınla İki Hizmetçi Kız
Orman Tanrısı’yla Yolcu
Atla Kurt
Çiftçi ile Oğulları
Doğuran Dağ
Talih ve Çocuk
Hekimler
Altın Yumurtlayan Tavuk
Put Taşıyan Eşek
Geyikle Asma
Yılanla Eğe
Tavşanla Keklik
Kartalla Baykuş
Savaşa Giden Aslan
Ayı ve İki Ahbap
Aslan Postu giyen eşek
ALTINCI KİTAP
Çobanla Aslan
Aslanla Avcı
Phoibos’la Boreas
Zeus ve Ortakçısı
Yavru Sıçan, Yavru Horoz ve Kedi
Tilki, Maymun ve Hayvanlar
Atalarıyla Övünen Katır
İhtiyarla Eşek
Kendini Suda Gören Geyik
Tavşanla Kaplumbağa
Eşek ve Efendileri
Güneş ve Kurbağalar
Köylüyle Yılan
Hasta Aslan ve Tilki
Kuşçu, Akdoğan ve Tarlakuşu
Atla Eşek
Avını Bırakıp Gölgesine Saldıran Köpek
Çamura Batan Araba
Şarlatan
Hır
Genç Dul
Bitiriş
YEDİNCİ KİTAP
Vebaya Tutulmuş Hayvanlar
Mutsuz Evli
Dünyadan El Çeken Sıçan
Balıkçıl
Gelinlik
Dilekler
Aslanın Sarayı
Akbabalarla Güvercinler
Arabayla Sinek
Süt Çömleği
Papazla Ölü
Talihi Aramaya Gidenle evinde Bekleyen
İki Horoz
İnsanların Talihe Karşı Nankörlüğü
İki Falcı Kadın
Kedi, Gelincik ve Tavşan
Yılanın Başı ve Kuyruğu
Ayda Bir Hayvan
SEKİZİNCİ KİTAP
Ölüm ve İnsan
Eskiciyle Zengin
Aslan, Kurt ve Tilki
Masalların Gücü
İnsanla Pire
Kadınlar ve Sır
Efendisinin Yemeğini Boynunda Taşıyan Köpek
Şakacı ve Balıklar
Fare ile İstiridye
Ayı ile Bahçe
İki Dost
Domuz, Keçi ve Koyun
Tirsis’le Amarant
Aslan Hatun’un Ölüm Töreni
Fare ile Fil
Yıldız Falı
Eşekle Köpek
Paşa ile Tüccar
Bilimin Değeri
Zeus ve Yıldırımları
Besili Horozla Şahin
Kediyle Sıçan
Sel ve Irmak
Eğitim
İki Köpek ve Bir Ölmüş Eşek
Demokritos ve Hemşehrileri
Kurtla Avcı
DOKUZUNCU KİTAP
Demir Kemiren Sıçan
İki Güvercin
Maymunla Pars
Palamutla Balkabağı
Öğrenci, Ukala Öğretmen ve Bahçe Sahibi
Heykelciyle Zeus Heykeli
Fare Kılığına Giren Kız
Akıl Satan Deli
İstiridye ve Davacılar
Kurtla Cılız Köpek
Aşırı Gitme Yok
Mum
Zeus ve Bir Deniz Yolcusu
Kedi ile Tilki
Karıkoca ve Hırsız
Hazine ve İki İnsan
Maymunla Kedi
Çaylakla Bülbül
Çoban ve Sürüsü
Madame de La Sabliére’e Söylev
İki Sıçan, Tilki ve Yumurta
ONUNCU KİTAP
İnsan ve Yılan
Bayan Kaplumbağa ile İki Ördek
Karabatak
Gömücü ve Ahbabı
Kurtla Çobanlar
Örümcekle Kırlangıç
Keklikle Horozlar
Kulakları Kesilen Köpek
Çoban ve Kral
Balıklar ve Kaval Çalan Çoban
İki Papağan, Kral ve Oğlu
Dişi Aslanla Dişi Ayı
İki Serüvenci ve Tılsım
La Rochefoucauld’ya
Tüccar, Beyzade, Şehzade ve Çoban
ON BİRİNCİ KİTAP
Aslan
Zeus ve Oğlu
Çiftçi, Köpek ve Tilki
Bir Moğol’un Rüyası
Aslan, Maymun ve İki Eşek
Kurtla Tilki
Tunalı Köyü
İhtiyar ve Üç Delikanlı
Farelerle Baykuş
Bitiriş
ON İKİNCİ KİTAP
Odysseus’un Yoldaşları
Bir Kedi, İki serçe
Parababasıyla Maymun
İki Keçi
Devletli Burgonya Dukasına
Yaşlı Kedi ve Genç Fare
Hasta Geyik
Yarasa, Karaçalı ve Ördek
Köpeklerle Kedilerin Kedilerle Sıçanların Savaşı
Kurtla Tilki
Kerevit ve Kızı
Kartalla Saksağan
Çaylak, Kral ve Avcı
Tilki, Sinekler ve Kirpi
Aşk ve Çılgınlık
Ceylan, Karga, Kaplumbağa ve Sıçan
Ormanla Oduncu
Tilki, Kurt ve At
Tilkiyle Hindiler
Maymun
İskityalı Filozof
Fil, Gergedan ve Zeus’un Maymunu
Bir Deliyle Bir Akıllı
İngiliz Tilkisi
Gönüllü Yargıç, Gönüllü Hekim ve Keşiş
EK
a. Güneş ve Kurbağalar
b. Sıçanlar Birliği
c. Tilkiyle Sincap
Aisopos (MÖ VI. yüzyıl): Yoksul bir ailenin çocuğu olduğuna inanılan Aisopos (Ezop) bilinmeyen bir nedenle esir düşüp köle tüccarları tarafından satılmıştır. Zekâsı ve mizah yeteneği ile sahibinin takdirini kazanmış, söylediği masallar sayesinde özgürlüğünü kazanmıştır. Doğadaki hayvanlar, bitkiler ya da cansız varlıkların insanlar gibi düşünüp konuştuğu, tanrılarla insanların bir araya geldiği Aisopos masallarının özünde halk kitlelerinin yöneticilere üstü kapalı eleştiri ve itirazları saklıdır. Edebiyat eserlerinin genellikle manzum olarak verildiği bir dönemde bu masallar nesir olarak söylenmiştir. Aisopos masallarını ilk kez derleyip kitaplaştıran, İskenderiye Kütüphanesi’nin kurucusu Atinalı filozof Dimitrios Falireas’dır. Bu eserden geriye hiçbir iz kalmamıştır. En meşhur ardılı ise La Fontaine’dir, 12 kitapta topladığı 238 masaldan 124’ünde büyük oranda Aisopos’tan esinlenmiştir. Delphoi kehanetlerini sahtekârlık olarak niteleyen Aisopos, rahiplerin iftirasına uğramış, hırsızlıkla suçlanarak ölüme mahkûm edilmiştir.
İo Çokona (1964): İstanbul’un Fener semtinde doğdu. Pire Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Atina’ya yerleşti. Türkçeden Yunancaya ve Yunancadan Türkçeye kitap, sinema filmi, belgesel, reklam metni, albüm ve rehber çevirileri yapmaktadır. Perihan Mağden’in ve Mehmet Murat Somer’in romanlarını, Zafer Karaca’nın İstanbul’da Tanzimat Öncesi Rum Ortodoks Kiliseleri adlı araştırmasını Yunancaya çevirdi. Kendi yazdığı Çokkültürlü Pera 2011’de İstanbul’da yayımlandı. Roman Kahramanları dergisi ile Atina’da yayımlanan edebiyat dergisi Kinsterna için edebiyat ve tarih konulu makaleler yazıyor. Aynı dergide 2007’den beri düzenli olarak Sokrates Öncesi Filozoflarla Gezinirken adlı araştırması yayımlanıyor.