“Nefaset Lokantası”
“Hatırlamak kalbin düşünmesidir. Bırak kalbin düşünsün. Hatırla.”
“Varoluşu anlamsız bulanları anlamıyordu. Ona göre varoluşun sorunu nihayetinde anlamsız değil aşırı anlamlı olmasıydı. Katlanması zor olan da anlamsızlığı değil sonsuzcasına uzayıp giden anlamlarıydı. Şu sakin sakin yürüyen insanların kafalarının içinde ne dolaplar, ruhlarında kim bilir ne tufanlar dönüyor, bedenlerinin içindeki katilleri, maktulleri, âlimleri, adileri saklamak için kim bilir nasıl mucizevi bir mücadele veriyorlardı.”
Bir ay önce, on altı yıldır çalıştığı gazeteden kovulmasının ardından Türkiye’yi terk edip Rio de Janeiro’ya yerleşme kararı alan gazeteci Salih’i, yıllardır müdavimi olduğu Nefaset Lokantası’nda, neredeyse ailesi haline gelen lokanta sahiplerinin düzenlediği veda yemeğinde başka bir “sonun başlangıcı” beklemektedir.
Salih’in, kendi deyimiyle “zehirlenmiş bir topraktan” gitme hayali önce bir geçmiş aşk hikâyesine, sonra çocukluk hikâyesine takılır. Belleğin labirentlerinde geçmişe yapılan bu yolculukta iç içe geçen zaman parçaları, bir yandan bugüne bulaşıp onu belirsiz bir boşlukta asılı bırakırken, bir yandan da geleceği bulanıklaştırır.
“Musa’nın Uykusu” ile tanıdığımız Tuğba Doğan ikinci kitabı Nefaset Lokantası ile günümüz Türkiyesi’nde hayatın somut gerçeklikleriyle boğuşan bireyin açmazlarını, ana karakteri Salih’in bakış açısıyla ele alırken, zaman ve coğrafya ikiliğinin kıskacında dile gelen varoluşun içsesini de anlatıya dahil ediyor.
Kişi arzusuysa coğrafya kaderdir.
Çok zaman önce Almanya’da yaşayan bir adamın bir eşeği vardı. Eşek pek güzeldi. Kulakları uzun ve dik, gözleri kocamandı…
Klasik dünya masallarından uyarlanan ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği yazı karakteriyle hazırlanan bu kitaplarla, çocukların öğrenme süreci daha kolay ve eğlenceli olacak.
Dört komik hayvanın sıra dışı macerası, çocuklara mücadele etmekten vazgeçmeyenlerin her zaman kazanacağını öğretiyor.
Jane Austen (1775-1817): İngiliz edebiyatının kült romancılarındandır. Eserlerinde sıradan insanların gündelik yaşamını derin bir gözlem gücüyle ele aldı. Taşra hayatını, genç kız masumiyetini ve aile değerlerini zarif olduğu kadar ironik üslubuyla işledi. Güçlü kadın karakterlerin başrolü oynadığı romanlarının tümü sinemaya uyarlandı. Northanger Manastırı Jane Austen’ın yayımlanmak üzere tamamladığı ilk romanıdır. Yapısal sağlamlığıyla çağdaş eleştirmenlerin de hayranlığını kazanan eser yazarın ölümünden sonra 1817 yılında yayımlandı.
Hamdi Koç (1963): İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Hokka dergisinin yayın kurulunda bulundu. 1992’de Çocuk Ölümü Şarkıları’ndan başlayarak hemen her yapıtıyla dikkati çeken Hamdi Koç’un o tarihten bu yana altı romanı ve 2010 yılında Rüyalarıma Giren Kadın adıyla denemeleri yayımlandı. Eserlerini çevirdiği yazarlar arasında W. Shakespeare, W. Faulkner, S. Beckett, J. Joyce ve J. Austen yer alıyor.
Notre Dame’ın KamburuVictor Hugo (1802-1885): Fransız edebiyatının en ünlü yazarlarından biri olan sanatçı, edebi ününü şiirleri ve oyunları ile kazandı. Romantik akımın en tanınmış adları arasında yer aldı. Toplumsal sorunlar ve politikayla yakından ilgilendi, 1848 ayaklanmalarının ardından Kurucu Meclis’e katıldı, daha sonra milletvekilliği yaptı, l’Evénement adlı bir gazete çıkardı. 1852’de Louis Bonaparte’ın imparatorluğunu ilan ettiği hükümet darbesine karşı çıktığı için sürgün edildi. Cezası 1859’da sona erdi, fakat imparatorluk yıkılana kadar gönüllü olarak sürgünde kaldı, 1870’de Fransa’ya döndü. 1871’de Paris Komünü’nü desteklemese de komüncüleri savundu. 1831 yılında yayımlanan romanı Notre Dame’ın Kamburu klasik edebiyatın şaheserleri arasında yer alır.
Volkan Yalçıntoklu (1961): Saint-Joseph Lisesinde okudu. 9 Eylül Üniversitesi Tıbbi Biyoloji ve Genetik bölümünü bitirdi. Uzun yıllar kitapçılık yaptı. Fransızca ve İngilizceden çeviriler yapıyor. Eserlerini çevirdiği yazarlar arasında Jules Verne, Helene DeWitt, Alan Snow, Richard Maltby Jr., Lyman Frank Baum, Charles Perrault yer alıyor.
Oblomov
İvan Gonçarov (1812-1891): Rusya’nın 19. yüzyılda yetiştirdiği en önemli romancılardan biridir. Yazarın “Oblomov’un Rüyası” adlı bölümü ilk kez 1849’da bir dergide yayımlanan ikinci romanı Oblomov’sa (1857), yalnız Rusya’da büyük bir etki yaratmakla kalmamış, dünya edebiyatına da son yüz elli yıldır hem trajikomik bir karakter hem de adıyla özdeşleşmiş bir insanlık durumu kazandırmıştır. Yazarın üzerinde tam on yıl çalıştığı Uçurum (1869) adlı öteki büyük romanı da Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi’nde yayınlanacaktır.
Sabahattin Eyüboğlu (1907-1973); Hasan Âli Yücel’in kurduğu Tercüme Bürosu’nun başkan yardımcısı ve Cumhuriyet döneminin en önemli kültür insanlarından biridir. Tek başına ya da “imece” birlikteliğiyle yaptığı çeviriler, Hayyam’dan Montaigne’e, Platon’dan Shakespeare’e hep, dünya kültürünün doruk adlarındandı.
Erol Güney (1914); Tercüme Bürosu’nun en önemli çevirmenlerindendir. Ülke siyasetlerinin değişen yüzleri onu doksan iki yılda Rusya’dan Türkiye ve İsrail’e göçmen kıldı. Milli Eğitim Klasikleri döneminde S. Eyüboğlu ve M.C. Anday gibi ustalarla Rusça’dan önemli klasikleri dilimize kazandırdı
Odysseia
Homeros (y. MÖ IX. yüzyıl): Hayatı hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte MÖ IX. yüzyılda Sakız Adası’nda yaşadığı sanılmaktadır. Eserleri Antik Yunan devletlerinde her tür bilginin kaynağı sayılan Homeros, İlyada ve Odysseia destanlarıyla edebiyatın hemen her türünü günümüze dek etkilemeyi başarmıştır. Odysseia Troya Savaşı kahramanlarından Odysseus’un, ülkesi İthake’ ye dönerken on yıl süren yolculuğunda yaşadığı maceraları anlatan büyük bir destandır. Gerek karakterlerinin, gerek kurgusunun modern romana yakınlığıyla bütün dünya edebiyatını etkilemiştir.
Azra Erhat (1915-1982): Hasan Âli Yücel’in kurduğu Tercüme Bürosu’nun en önemli çevirmenlerinden ve kültür hayatımızın Mavi Uygarlık hareketinin en etkin üyelerinden biridir. Ortaklaşa yaptığı Homeros ve Hesiodos çevirilerinin, Mavi Yolculuk, Mavi Anadolu, İşte İnsan gibi eserlerinin yanı sıra, dilimize telif bir Mitoloji Sözlüğü de kazandırmıştır.
A. Kadir Meriçboyu (1917-1985): Titizlikle işlenmiş şiirleriyle 1940 kuşağı toplumcu şairleri arasında yer alır. 1938’de şiirine büyük etkisi olan Nazım Hikmet’le birlikte tutuklandı. Mevlânâ ve Hayyam’dan, Brecht ve Paul Éluard’a kadar pek çok şairin Türkçeye çevrilmesinde büyük katkısı oldu. Kendi şiir kitaplarının yanı sıra ortaklaşa yaptığı Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri isimli derlemesi büyük ilgi gördü.
Oidipus Kolonos’ta
Sophokles (MÖ 495-406): Yunan tragedyasının en önemli yazarları arasında adı ilkönce hatırlanan Sophokles, konuları işleyişi ve oyundaki karakterleri canlandırmakta ustalığıyla ayrı bir yere sahiptir. Tiyatro tekniğini geliştirmiş, diyaloglara, dekor ve kostüme önem vermiştir. Tragedyalarında dönemin yazarlarında rastlanmayan derli toplu bir içyapı görülür. Eserlerinde yazgı sorununu her zaman ön planda tutar. Katıldığı yarışmalarda yirmiden fazla ödül almıştır. Yüz yirmi üç tragedya yazan Sophokles’in eserlerinden sadece Aias,
Antigone, Kral Oidipus, Elektra, Trakhisli Kadınlar, Philoktetes, Oidipus Kolonos’ta günümüze ulaşabilmiştir.
Oidipus Kolonos’ta eseriyle Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi’nde Sophokles’in tüm eserleri tamamlanıyor.
Ari Çokona (1957): İstanbul’un Fener semtinde doğdu. İTÜ’den Kimya Yüksek Mühendisi olarak mezun olduktan sonra bir süre boya sanayinde çalıştı. Halen özel bir lisede kimya öğretmenidir. Antik ve çağdaş Yunancadan Türkçeye edebiyat, tarih ve felsefe çevirileri yapmaktadır. Ayrıca İstanbul ve Anadolu Rumlarının tarih ve edebiyatına ilişkin çalışmalar yürütmekte, kitaplar yazmaktadır. Türkiye ve Yunanistan’ın çeşitli edebiyat dergilerinde makale, şiir ve öyküleri yayımlanmıştır.
Tsunami neden olur? Atlantik Okyanusu’nu geçen ilk insan kimdi? Penguenler nerelerde yaşar? Okyanuslar Atlası bunlar gibi pek çok ilgi çekici konuyu işlerken, okyanusların gizemlerini anlatıyor. Dünyadaki yaşamın temel kaynağı olan okyanusları, kaşiflerle gezerek daha yakından tanıyın. Ayrıntılı haritalar ve resimler gezilerinizi çok daha renkli hale getirecek.
İÇİNDEKİLER
Okyanuslar
Okyanus Akıntıları
Gelgitler, Rüzgârlar ve Dalgalar
Muson Yağmurları
Kasırgalar
Atlantik Okyanusu
Okyanus Zemini
Pasifik Okyanusu
Volkan Bölgesi “Ateş Halkası”
Mercan Adaları
Hint Okyanusu
Tsunami
Güney Okyanusu
Kuzey Buz Denizi
Balıkçılık
Petrol
Okyanusları Keşfetmek
Geleceğin Okyanusları
Dizin
Olağanüstü Bir Gece, seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken giderek duyarsızlaşan bir adamın hayatındaki dönüştürücü deneyimin hikâyesidir. Sıradan bir Pazar gününü at yarışlarında geçirirken, belki de ilk kez burjuva ahlakından saparak “suç” işler. Böylece yeniden “hissetmeye” başladığını, kötücül ve ateşli hazları olan gerçek bir insan olduğunu fark eder. İçindeki haz dolu esrime, aynı günün akşamında onu gece âleminin son atıklarının arasına, “hayatın en dibindeki lağımlara” sürükleyecek, varış noktası ise ruhani bir uyanış olacaktır.
Stefan Zweig (1881-1942): Roman, şiir, öykü, deneme ve oyun gibi farklı türlerde yetkin ürünler veren yazar, Viyana’da doğdu. Avusturya, Fransa ve Almanya’da öğrenim gördü. Yaşamı boyunca Avrupa’nın hızlı değişimine tanıklık eden Zweig, 1913’te Salzburg’a yerleşti. 1934’te Nazilerin baskısı yüzünden bu kentten ayrıldı.
Önce İngiltere’ye, 1940’ta da Brezilya’ya göç etti. 1942’de karısıyla birlikte intihar etti. Psikolojiye ve Freud’un öğretisine duyduğu ilgi onu derin karakter incelemelerine götürmüştü. Önemli denemeleri arasında Balzac, Dickens ve Dostoyevski’yi konu aldığı Drei Meister (1920; Üç Büyük Usta); Hölderlin, Kleist ve Nietzsche’yi incelediği Der Kampf mit dem Dämon (1925; Kendileriyle Savaşanlar) ile Casanova, Stendhal ve Tolstoy’la ilgili Drei Dichter ihres Lebens (1928; Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar) sayılabilir. Yazara ün kazandıran bir başka yapıtı Sternstunden der Menschheit’tır (1928; Yıldızın Parladığı Anlar). Zweig ayrıca Joseph Fouché, Marie Antoinette ve Mary Stuart’ın nesnellikten çok sezgiye dayanan biyografilerini yazmıştır. Çok sayıda yapıtı arasında Verwirrung der Gefühle (1925; Karmaşık Duygular) adlı bir öykü kitabıyla, Ungeduld des Herzens (1938; Sabırsız Yürek) adlı bir psikolojik romanı da mevcuttur.
Her şey karnı çok aç olan bir öksüzün biraz daha yemek istemesiyle başladı. Yetimhane yönetimi, yemek isteme cüretini gösteren bu çocuğu ’sorun çıkarıcı’ ilan etti ve dokuz yaşındaki Oliver Twist soluk soluğa bir maceraya adım attı.
Tüm zamanların en sevilen roman kahramanlarının yaratıcısı Charles Dickens’ın klasik macera romanı Oliver Twist’in ilgi çekici renkli resimlerle hazırlanmış uyarlamasını soluk soluğa okuyacaksın.
Bu eser gelir eşitsizliği sıkıntısı yaşayan ya da kimsesiz kalan çocuklar konusunda empati yapmaya imkân tanıyor.Renkli Çocuk Klasikleri serisinde, en sevilen klasik eserlerin genç okurlar için uyarlamaları yer almaktadır. Edebiyat tarihinin en popüler yazarlarının eserleri, harika resimler ve ilgi çekici bir anlatımla sunulmaktadır.