Search input
Search
Array
Favoriler
0
Oturum aç
Kategoriler
Abonelik
Ada Card
Akd Card
Aksesuar & Kozmetik
Aksesuar Kozmetik
Cep Card
Çocuk
Dadaş Card
Dergi
Dijital Kartvizit
Lap Card
Dijital Ürünler
Ege Card
El İşi Sanatları
Epoksi Bardak Altlıkları
Epoksi Kolye
Epoksi Ürünler
Elektrikli Ev Aletleri
Elektronik
Euro Card
Ev Eşyaları
Gazete
Gazetepati
Genel
Giyim, Ayakkabı & Çanta
İç giyim
File Takımlar
Tül Takımlar
Kampanyalar
Kitap
Komidinler
Kuzey Ankara
Masalar
Otomobil Ürünleri
Promosyon Ürünleri
Tekstil Ürünleri
Temizlik Ürünleri
Ulak Anadolu
Ulak Avrupa
Web Siteleri
Yatak Çeşitleri
Yazılımlar
Search input
Search
Oturum aç
Favoriler
0
0
İstek Listem
Array
Sepetim
0.00
₺
0
0
Alışveriş Sepeti
No products in the cart.
Return To Shop
Array
7
Favoriler
0
0
İstek Listem
Sepetim
0.00
₺
0
0
Alışveriş Sepeti
No products in the cart.
Return To Shop
Search input
Search
Array
Favoriler
0
Oturum aç
Action
Delete
Delete
Delete
Delete
Delete
Delete
Delete
Image
Title
Denemeler
Zabit ve Kumandan ile Hasbihal
Yeni Yaban
Dörtlükler Ciltli
Erzurum Yolculuğu
Mutlu Prens – Bütün Masallar, Bütün Öyküler
İnsan Tabiatını Tanıma
Quantity
Denemeler adet
Zabit ve Kumandan ile Hasbihal adet
Yeni Yaban adet
Dörtlükler Ciltli adet
Erzurum Yolculuğu adet
Mutlu Prens – Bütün Masallar, Bütün Öyküler adet
İnsan Tabiatını Tanıma adet
Price
24.00
₺
14.00
₺
46.00
₺
49.00
₺
9.80
₺
9.80
₺
19.60
₺
Button
Sepete Ekle
Sepete Ekle
Sepete Ekle
Sepete Ekle
Sepete Ekle
Sepete Ekle
Sepete Ekle
Excerpt
Denemeler
Michel de Montaigne
(1533-1592): “Kendini tanı” ve “Ne biliyorum?” gibi temel sorularla yola çıkarak bir insanda insanlığın bütün hallerini yoklayan “deneme” türünün isim babasıdır. 1571’de kitaplarıyla birlikte çiftliğine çekilmesiyle başlayan bu yaratıcı süreç, Montaigne’i önce okuduklarıyla ilgili notlar almaya itmiş, aynı notlar zamanla Denemeler’i (1580) oluşturmuştur. Sabahattin Eyüboğlu çevirileri de, 1940’daki ilk baskısından 1970’deki halini alana dek her defasında yeni parçalar eklenerek bir anlamda yapıtla benzeri bir yol izlemiştir. Sabahattin Eyüboğlu (1908-1973),
Hasan Âli Yücel
‘in kurduğu Tercüme Bürosu’nun başkan yardımcısı ve Cumhuriyet döneminin en önemli kültür insanlarından biriydi. Tek başına ya da “imece” birlikteliğiyle yaptığı çeviriler, Hayyam’dan Montaigne’e, Platon’dan Shakespeare’e hep, dünya kültürünün doruk adlarındandı.
Zabit ve Kumandan ile Hasbihal
Mustafa Kemal Atatürk’ün yazarlığı, askerliği ve devlet adamlığının gölgesinde kalmıştır. Oysa ki Mustafa Kemal daha Harp Akademisi’nden mezun olduğu dönemlerde mesleki kitapçıklar yazdı, çevirdi. Devlet adamlığı döneminde de Nutuk’unun yanı sıra Yurttaşlık Bilgisi ve Geometri kitaplarını kaleme aldı, tarih ders kitaplarının bazı bölümlerini yazdı. Nuri Conker (1881-1937), Atatürk’ün mahalle, okul, meslek ve silah arkadaşıydı. Trablusgarp’ta, Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşı’nda beraberdiler. Yazdığı tek kitap olan Zabit ve Kumandan, Mustafa Kemal’in Hasbihal’i kaleme almasına vesile oldu. Cumhuriyet döneminde komutanlık, diplomatlık ve milletvekilliği görevlerinde bulundu. 1914… Osmanlı Devleti, Balkan ve Trablusgarp savaşlarından yeni çıkmıştır. Osmanlı ordusunun iki genç subayı, bu savaşlarda yaşanan başarısızlıklar üzerine kafa yormaktadır. İlkin Nuri Conker Zabit ve Kumandan kitabında, sorunları ve çözüm önerilerini gündeme getirir. Dostu ve meslektaşı Mustafa Kemal, bu kitabı okur okumaz, Zabit ve Kumandan ile Hasbihal’i kaleme alır. Birbirini bütünleyen ve pekiştiren bu iki kitabın başlıca temalarından biri iyi yöneticiliktir. Her ikisi de, ordunun yaşadığı başarısızlığın asıl çözüm adresi olarak, komuta kademelerini gösterir. Askerler için hem bilimsel birikimin hem de cesaret ve kendi başına karar alma başta olmak üzere, pek çok bireysel niteliğin önemini ve gereğini savunur. Ancak çok geçmeden Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’na girince, Mustafa Kemal de kitabını bastırmayı ertelemek zorunda kalır. Buna karşılık iki dost, Çanakkale’de Anafartalar ve Conk Bayırı’nda, kitaplarında yazdıklarının sözde kalmadığını kanıtlar. Birlikleri zorlu muharebelerden büyük başarılarla çıkar. Mustafa Kemal kitabını ancak, mütarekede döndüğü İstanbul’da, 1918 sonunda yayımlar. Kitabın basımından altı ay kadar sonra da Anadolu’ya geçerek İstanbul ile ilişiğini keser. Adı mütareke ve işgalle birlikte anılan Damat Ferit Hükümeti de kitabı toplattırarak imha eder. Zabit ve Kumandan ile Hasbihal ilk baskısından sonra 1956’da, Hasan Âli Yücel tarafından İş Bankası Kültür Yayınları’nın ilk kitabı olarak yayımlanmıştır. Atatürk’ün doğumunun 125. yılı vesilesiyle hazırlanan bu yeni baskıda, Atatürk ve Conker’in kitapları bir araya geliyor. Üstelik özgün ve sadeleştirilmiş metinleri ilk kez karşılıklı sayfalarda bir arada…
“Yeni Yaban” Çok uzak olmayan, fazlasıyla tanıdık bir gelecek, nüfusun büyük çoğunluğunun yaşadığı bir metropol: Mevcut bütün yeraltı ve yerüstü kaynaklarını tüketen, kalan birkaç ağacın koruma altına alındığı Şehir’de Agnes, hava kirliliği yüzünden sağlığını kaybeden birçok çocuktan biridir. Görünürdeki tek çözüm, yeni başlayan bir araştırma kapsamında son el değmemiş doğa parçasına, Yeni Yaban Eyaleti’ne yerleşecek ilk insan topluluğuna katılmaktır. Ancak aralarında Agnes veannesi Bea’nın da bulunduğu bu yeni avcı-toplayıcılar Yaban’da beklediklerinden çok daha çetin şartlarla karşı karşıya kalır, kendi zayıflıkları ve iktidar hırslarıyla yüzleşirler. Agnes medeniyetten uzakta, daha önce tanımadığı bir özgürlüğün tadını çıkarıp sağlığına ve yeni bir kimliğe kavuşurken, anne kızın kopmaz sandıkları bağlar da öngörülmez biçimlerde sınanacaktır. Bilimkurgudan masala, büyüme hikâyesinden macera romanına çeşitli türler arasında ustalıkla salınan Yeni Yaban, iklim krizi,annelik ve günümüzde insan olmanın anlamı gibi birçok temel meseleyi ele alan, nefes nefese okunan bir hayatta kalma öyküsü. “Güncelden de çok, unutulup daha yeni keşfedilmiş bir klasik gibi zamanın ötesinde, esaslı bir roman bu; insanlığa dair vahşi, büyüleyici bir peri masalı. Ama Yeni Yaban’ın çekirdeğin deannelik ve çocuklarımız için nasıl bir dünya hazırladığımız (veya yok ettiğimiz) konusu var.” Washington Post “Zamanımıza dair bu parlak sayfalarda ele alınan pek çok konuvar: Kabilecilik, cesaret, tüketim, hikâye anlatma sanatı; Cook bunlardan sonuncusunu kamp ateşinin başındaki kökenlerine geri
Dörtlükler -Rubailer- Ciltli
Ömer Hayyam: Doğum ve ölüm tarihleri çeşitli kaynaklara göre farklılık gösterse de, II. yüzyılın ortalarında doğduğu, 12. yüzyılın ilk çeyreği civarında öldüğü kabul edilen İranlı şair, felsefeci ve bilim adamı. Günümüzde ise, daha çok “rubai” türünün yaratıcısı olarak kabul gören Hayyam’ın dörtlükleri, Türkçe’ye Yahya Kemal ve Abdülbaki Gölpınarlı başta olmak üzere pek çok kez çevrildi. Sabahattin Eyüboğlu’nun çevirisi de, bunlar arasında en sevilenlerinden biri. Sabahattin Eyüboğlu (1908-1973), Hasan Âli Yücel’in kurduğu Tercüme Bürosu’nun başkan yardımcısı ve Cumhuriyet döneminin en önemli kültür insanlarından biriydi. Tek başına ya da “imece” birlikteliğiyle yaptığı çeviriler, Hayyam’dan Montaigne’e, Platon’dan Shekespeare’e hep, dünya kültürünün doruk adlarındandı.
Erzurum Yolculuğu
1828’de sürgündeki asker arkadaşlarını görmek üzere Kafkasya’ya giden Puşkin, hepsinin Osmanlılar üzerine düzenlenen sefere katıldığını öğrenir.
Az bilinen diyarları görmek ve bir savaşa tanık olmak için, sivil olarak orduya katılır. Yolculuk boyunca eskizler çizer ve bir kısmını dönüşünde yayımlayacağı notlar tutar.
Ancak notlarını kısmen yayımladığında eleştirilir. Oysa her zamanki objektifliğiyle ve insancıllığıyla tanık olduklarını, gördüğü yerleri ve tanıdığı insanları anlatmaktır:
Erzurum Seraskeri Salih Paşa, Paşa’nın eşi, Rus orduları kumandanı General Paskeviç, yolda vurulmuş yatan genç Türk askeri, Tellak Hasan… Hepsi de Puşkin’in gözünde insan olarak hakkettikleri değeri bulur;
övgü ya da yergi konusu olmazlar.
Bu yalın yaklaşımın, kendi ülkesini yeterince yüceltmemekle eleştirilmesi üzerine
Puşkin ölümünden bir yıl önce
tüm notlarını yayımlar.
Puşkin Nişanı sahibi Ataol Behramoğlu’nun notlarla zenginleştirilmiş ve elyazmasının yayımlanmamış bölümlerini de içeren çevirisi, 1829 Anadolusu’na
eşsiz bir tanıklık…
Aleksandr Sergeyeviç Puşkin (1799-1837) Moskova’da soylu bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Anne tarafından Orta Afrikalı’ydı. 11 yaşındayken Fransız edebiyatını neredeyse hatmetmiş ve ilk eserlerini vermeye başlamıştı. 14 yaşında saray okulundan mezun olduğunda, çoktan edebiyatçı olarak tanınmıştı. Liberal ve özgürlükçü akımlarda etkin roller oynadı. Ama asıl damgasını, Batı dillerinden aktararak yarattığı kelimelerle Rusça’ya vurdu. Edebiyat dilinin gelişmesine de büyük katkıda bulundu ve modern Rus edebiyatının temellerini attı. 1831’de Natalya Gonçarova ile evlenerek saray sosyetesine katıldı. 1837’de, eşiyle bir gönül ilişkisi kurmaya çalışan George d’Athens ile yaptığı düelloda yaralandı ve iki gün sonra öldü.
Mutlu Prens – Bütün Masallar, Bütün Öyküler Oscar Wilde (1854–1900): Yapıtlarının çeşitliliği kadar, yaşantısıyla da 19. yüzyılın en iz bırakan yazarlarındandı. Şiirleri (Reading Zindanı Baladı), oyunları (İdeal Koca), deneme ve mektuplarının (De Profundis) yanı sıra, elinizdeki ciltte bir araya getirilmiş bütün öykü ve masallarıyla da Wilde, sanatta “güzel”in yılmaz bir savunucusu olmuştu. Bütün Masallar, Bütün Öyküler’de ise, peri masalından polisiye öyküye, denebilirse, insanlığın bütün duygu halleri var. Roza Hakmen (1956), Türkçe’nin en önemli Fransızca, İngilizce ve İspanyolca çevirmenlerinden. Don Kişot, Kayıp Zamanın İzinde, Çanlar Kimin İçin Çalıyor ve Vampirle Konuşma çevirilerinden yalnızca birkaçı. Fatih Özgüven (1957), Türkçe’nin en önemli İngilizce (Henry James, Oscar Wilde, Saki, Vladimir Nabokov, Karen Blixen vd.) ve Almanca (Thomas Mann, Thomas Bernhard) çevirmenlerinden. Kendi yapıtları: Esrarengiz Bay Kartaloğlu (roman) ve Yerüstünden Notlar (deneme).
İçindekiler
Mutlu Prens ve Diğer Masallar (1888)
Mutlu Prens
Bülbül ve Gül
Bencil Dev
Vefalı Dost
Harika Fişek
Nar Evi (1891)
Genç Kral
Prensesin Doğum Günü
Balıkçı ile Ruhu
Yıldız-Çocuk
Lord Arthur Savile’in Suçu ve Diğer Öyküler (1891)
Lord Arthur Savile’in Suçu
Sırrı Olmayan Sfenks
Canterville Hortlağı
Mesel Milyoner
Mensur Şiirler (1894)
Sanatçı
İyilik Dağıtıcısı
Çırak
Usta
Hüküm Evi
Bilgelik Hocası
Mutlu Prens
Mutlu Prens’in heykeli, uzun bir sütunun tepesinde, şehrin ta üzerinde yükseliyordu. Baştan aşağı ince altın varaklarla kaplıydı, gözleri iki parlak safirdi, kılıcının kabzasında da iri kırmızı bir yakut parıldıyordu. Herkes çok hayrandı ona. “Bir rüzgârgülü kadar güzel,” dedi sanat beğenisiyle ün kazanmak isteyen Şehir Meclisi üyelerinden biri; “ama onun kadar yararlı değil,” diye de ekledi, kendisini aklı havalarda sanacaklarından korkarak, aslında öyle biri değildi. Duyarlı bir anne, aydedeyi isterim diye ağlayan küçük oğluna, “Neden Mutlu Prens gibi olamıyorsun?” diye sordu. “Mutlu Prens hiçbir şey için ağlamayı aklının ucundan bile geçirmez…
Açıklama
İnsan Tabiatını Tanıma
Alfred Adler, büyük yankı uyandırmış bu kitabında, can alıcı bir soruna parmak basmıştır: insan kişiliğinin gelişmesinde aşağılık duygusunun ve bu duyguyu gidermek için gösterilen çabaların önemi. Aşağılık duygusuna kapılan çocuk, belli bir davranış kalıbını benimsemekte ve bu davranış kalıbı onun bütün kişiliğine biçim vermektedir. Böylece, toplum içerisinde hem kendilerine hem de çevrelerine zarar veren ve toplumun uyumlu bir şekilde işlemesini engelleyen bazı insanlar çıkmaktadır ortaya. Bu gibi kimselerle karşılaşınca onlara kızarız, alınırız, güceniriz. Oysa bu öfkelerin hiçbir anlamı yoktur. Çünkü kendi içimize bakmayı biliyorsak bu sinirlendirici özelliklerin en azından kısmen bizde de bulunduğunu görmezlikten gelemeyiz. Sorunlar, temeldeki psikolojik gerçeklerden kaynaklanmaktadır. Toplumda uyumlu bir evliliğin, mutlu bir aile hayatının, huzurlu bir iş çevresinin, sürekli bir arkadaşlığın, sağlam bir dostluğun bu derece az olması, büyük ölçüde, bu psikolojik gerçekleri bilmemekten ileri gelmektedir. Alfred Adler’in önemi de, işte bu noktada ortaya çıkmaktadır.
Alfred Adler
(1870-1937) çağımızın en önde gelen psikologlarından biridir. Meslek hayatının ilk yıllarını Viyana’da geçirmiş ve 1910 yılına kadar Sigmund Freud’la birlikte çalışmıştır. 1910-1911 yıllarında Freud çevresindeki gruptan ayrılıp bazı noktalarda tamamen farklı yeni bir sistem ortaya atmıştır. Bireysel Psikoloji adını verdiği sistemini kamuoyuna yaymak için Avrupa ve ABD’nin birçok kentinde sosyal hizmet görevlilerine, öğretmenlere, doktorlara ve halka konferanslar veren Adler, “çocuk yönetimi” klinikleri de kurmuştur. Herkesin anlayabileceği sade ve açık bir üslupla kaleme alınmış, birçok dile çevrilmiş ve tekrar tekrar basılmış eserleriyle çağımızın en çok okunan psikologlarından olan Alfred Adler’in yayımlanmış kitaplarından bazıları şunlardır: The Neurotic Constitution (1917); Study of Organ Inferiority and Its Psychical Compensation (1917); Practise and Theory of Individual Psychology (1927); Problems of Neurosis (1929); The Science of Living (1929); The Pattern of Life (1930); Social Interest (1939).
Stock status
In stock
In stock
In stock
In stock
In stock
In stock
In stock
Sku
55
49
Select all
Add to cart
Remove
Apply
Compare more products
Home
Shop
Sign in
Search
Search input
Search
More
More
Array